Etnik ve Internasyonel Olarak Dövme Sanatı
Bu sanata ilgi duyan – Gerek vücuduna işletip bununla mutlu olan ,gerek vücutları tuval olarak benimsemiş ve sanatına gönül vermiş sanatçılar olsun – herkesin de merak ettiği gibi bu sanatın etnik değerlerine ve internasyonel yerine değineceğiz.
Öncelikle günümüz şartlarında sanatsal anlamda büyük bir atak yapmış olan dövme sanatı, geçmişine doğru bakıldığında bir çok ilkel yöntemle ve bir çok amaçla insan vücuduna işlenmiştir.
Tarihte yer edinmiş büyük uygarlıklardan tutun bulunan en eski insan kalıntılarında dahi rastladığımız bu mürekkep izlerinin amacını ister istemez merak edersiniz. Iceman ‘i hepimiz duymuşuzdur. Demin bahsettiğim Iceman bu güne kadar bulunmuş en eski insan mumyasıdır.
Buzlarla kaplı bir alanda bulunmayı beklerken en az doku kaybıyla araştırılmaya müsait halde bulunmuştur bu mumya. Hatta söylentilere göre bulgularda ölmeden önce yaptığı şükür ritüelini, onurlu bir savaşçı olarak silahlarını kutsadığını ve onları hemen yanına düzgünce yerleştirip ölümü kucaklamayı beklediğini biraz kurcaladığınızda anlarsınız.
Dikkat çeken bir diğer nokta ise vücudunda bulunan, ayak bileklerinden el bileklerine ve üst vücudunda sırtına ve göğüs bölgesine işlenmiş hayvan motiflerinden oluşan dövmeleridir. Bilim insanlarının söylediğine göre o dönem şartlarında giyinmek ,beslenmek ve korunmak amaçlı avladıkları canlıların motifleridir.Bir de bu motiflerin dışında onları süsleyen sembolik dövmeler de vardır Iceman’in vücudunda. Bilim insanlarının bununla ilgili bahsettikleri de şifa ve iyileştirme amaçlı yapılmış olabilecekleridir.
Peki daha yakın zamandan örnek vermek gerekirse Maya ve İnka uygarlıkları da dövme sanatı ile haşırneşir olmuşlardır. Bu uygarlıklar, dövmeleri savaşçılarını daha korkunç göstermek ve düşmanlarını korkutmak amaçlı kullanmışlardır. Ne kadar etkili olmuştur bilemeyiz ama tarz olarak bu gün Samoalılara ve Maorilere öncülük etmişlerdir diyebiliriz.
Yeni Zellanda Maorileri ve Samoa kökenli insanlar etnik dövmelerine çok değer verirler. Hatta bir Maori Ustasından çıkmamış bir dövme işi ve işlenen motifler bu geleneksel dövme anlayışına saygısızlık olarak kabul edilir.
Uzak Doğu’da ise bu sanat yine usta çekirge ilişkisine dayalıdır ve ilkel yöntemlere öncülük eden bambu tekniği tam anlamıyla Uzak Doğu kökenlidir.
Bir de bu sanatın İnternasyonel tarafı var tabi. Kapı zilinin bobin sistemine transform edilişiyle, bir mekanik dehanın bunu insan vücudunda sanat yapmak adına ilk dövme makinesini icat edişiyle başlar ve günümüze kadar dayanır.
O dönemde yapılan işler günümüzde ‘Geleneksel’ ya da ‘Old School’ olarak adlandırılır. Geleneksel anlamda işlenen bu motiflerin her birinin bir anlamı vardır . Bu anlamlar evrensel açıdan her yerde aynıdır. Örnek vermek gerekirse ; Kırlangıç motifleri umudu ve özgürlüğü ,elmas motifleri sadakati,at nalı-tavşan ayağı motifleri iyi şansı simgeler, gibi.
İlerleyen zamanlarda teknolojinin gelişimi ve rotary dediğimiz motor aksamıyla çekiçleme yapan makinalarla işimiz hayli kolaylaştı. Bu da dövme sanatını dünya çapında ilgi gören bir sanat dalı haline getirdi.
Bu ilgi ve sanatçıların yeni tarzlara duyduğu açlıkla “New School” dediğimiz tarz yavaş yavaş belirdi ve gelişti.Sonrasında bu gelişim “Realistic(Gerçekçi)” ve “Neo Traditional(Yeni Geleneksel)” tarzlara evrildi ve günümüzde bu tarzlara eklenen tekniklerle “Trash Polka”, “Watercolor”,vb. gibi alternatif dövme tarzları ortaya çıktı. Oldukça başarılı işler sanatçıları daha da açlaştırdı ve bu sanatın dünya çapında gelişip yeni nesillere aktarılmasında büyük rol oynadı diyebiliriz…
Bir cevap yazın